Novapera'nın Genç Patronu: Selçuk Gerger

Fjällräven ile başlayıp İskandinav ülkelerinin büyük markalarını Türkiye'ye getirdi. Genç yaşında iş dünyasına sağlam adımlarla giren Novapera'nın kurucusu Selçuk Gerger ile konuştuk.

Novapera'nın Genç Patronu: Selçuk Gerger
Yayın Tarihi: 23.07.2018 09:40:00

İlk olarak Selçuk Gerger kimdir?

29 yaşında, Prisync’in kurucu ortağı, Novapera’nın kurucusu ve CEO’su, Galatasaray Üniversitesi mezunu, Fenerbahçe taraftarı, evli, en büyük tutkusu marka yönetmek ve yeni markalar yaratmak olan biri Selçuk Gerger.
 
Novapera hikayesi nasıl başladı? Nereden nereye gelindi?

2013 yılı sonunda Prisync ofisinde kısa bir mola verdiğim sırada, ortağım Burç Tanır’ın kutu gibi, köşeli, bordo sırt çantasına gözüm daldı, uzunca baktım çantaya, logosuna, şekline, detaylarına. Sonraki bir yıl boyunca Avrupa’da gittiğim her şehirde, her sokakta, insanların sırtında o çantayı gördüm. O kadar iyi incelemiştim ki artık nerede görsem tanıyordum kolaylıkla o çantayı. O çanta, Fjällräven’in Kånken çantasıydı. Sonra bu marka neden Türkiye’de yok deyip firmaya ulaştım, uzun bir toplantı serisine başladık. 2015’te Novapera’yı kurduk ve Fjällräven Türkiye distribütörlüğünü yaptığımız ilk markamız oldu. Bugün Fjällräven Türkiye’nin en bilinen markalarından biri, Kånken ise koleksiyonu yapılan bir çanta haline geldi. Daha sonra eklediğimiz diğer markalarla bugün Novapera Türkiye’de toplam 6 markanın distribütörlüğünü yapmakta.




 
Distribütörlüğünü yaptığınız markaların tamamı sadece sizde mi?

Evet, distribütörlüğünü yaptığımız markaların Türkiye’deki exclusive distribütörüyüz.
 
Daha önce deneyip bıraktığın girişimcilik hikayelerin oldu mu?

Üniversitedeyken birkaç arkadaş bir gençlik organizasyon şirketi kurmuştuk, ismi de Big Fish’ti. Asmalı Mescit’in çok hareketli olduğu dönemde, on binlerce insanın katıldığı Asmalı Karnavalı düzenlemiştik. O günün ertesinde Asmalı Mescit sokaklarındaki masalar sandalyeler toplandı ve eğlence hayatı düşüşe geçti. Bizim de öğrencilik girişimi heyecanımız başlamadan bitmiş oldu. :)

 

Selçuk Gerger nasıl bir patron? İşe zamanında gider mi? :)

Buna benim cevap vermem hiç demokratik değil. :) İşe zamanında giderim, geç gelmek, erken kaçmak, sık sık tatile çıkmak gibi kaprisleri olan bir patron değilimdir. Ama özünde zor bir patronum bence; asla bağırıp çağırıp saygısızlık etmem ama ekibimdeki arkadaşlarımın elinden çıkan her işin en iyisi için gayret ettiğini görmek isterim. Bu, sadece bana, şirkete ya da iş arkadaşlarına değil, kişinin kendisine olan saygısını gösterir bence. Yaptığımız işi en iyi şekilde yapmayacaksak neden haftada 5 günü, her gün 9 saati iş için harcayalım ki diye düşünen biriyim. Bu sayede bugüne kadar birlikte çalıştığım bir kişi bile eve iş götürdüğünü ya da hafta sonu oturup çalışmak zorunda kaldığını söyleyemez; ofiste sonuna kadar işin içinde olup, evde de sonuna kadar işin dışında olma prensibim de beni zor bir patron yapıyor.
 
Sektörde rastladığın/karşılaştığın engeller oldu mu?

Sektörün doğasında olan engeller tabii ki oldu. Fakat esas engel, moda sektörünün gençlerin sözde takdir edildiği fakat “aman ileride bizim işimizi bozmasın” korkusuyla önlemlerin alındığı bir sektör olması. Sektörün çok bilinen, önde gelen insanlarında bile bu samimiyetsizlikle karşılaştım. İdolleştirdiğiniz o insanların, bu yüzünü görmek büyük hayal kırıklığı.



 
Şu an için bünyenizde kaç marka var?

Şu an Fjällräven, Cheap Monday, Dedicated, Rains, Sandqvist ve CHPO olmak üzere 6 marka var bünyemizde. Ayrıca Vitruta.com ve Skog Store perakende sektöründe yer alan kendi markalarımız.
 
Peki sadece İskandinav ülkeleriyle sınırlı mı kalacaksınız? Diğer kıtalardan pazara sokmak istediğiniz, takibiniz de olan markalar var mı?

Her pazarı, her ülkeyi takip ediyoruz. Takibimizde olan çok marka var fakat şimdiye kadar Türkiye’de tutar dediklerimiz hep İskandinavya’dan oldu. İleride başka ülkelerden markalar da portföyümüzde olabilir tabii ki.
 
Yeni projeleriniz olacak mı?

Olacak. Online perakende büyüyor ve vitruta.com ile bu sektörde özellik sokak modası kategorisinde çok çok iyi yerlere gelmeyi hedefliyoruz. Geleneksel mağazacılık dediğimiz alanda da Ortaköy’de açtığımız Skog Store ile sokak mağazacılığı akımını yaymak, yeni semtlerde, yeni mağazalar açmak istiyoruz. Bunun yanında üzerine çalıştığımız başka projelerimiz de olacak tabii ama önce bu yeni markalarımızı büyütmemiz gerekiyor.
 
Fiyatlandırmaları nasıl belirliyorsunuz? Yükselen döviz kuru karşında nasıl bir yol izliyorsunuz?

Genelde Avrupa’daki perakende satış fiyatıyla aynı seviyede olmayı hedefliyoruz. Türk Lirası olarak fiyatlar sürekli artışta gibi gözükse de aslında günün sonunda biz fiyatlarımızı Avrupa fiyatlarına göre belirlemek zorundayız ve Euro’nun artışı sadece bizi değil sektördeki tüm firmaları “zam yapan” konumuna sürüklüyor. Gümrük vergileri ise doğru fiyatı yakalamamızda bir diğer engel. Fakat biz her zaman tüketici tarafından bakarak onlar için en doğru fiyatı belirlemek için elimizden geleni yapıyoruz.


 
Yaşadığın en ilginç olay neydi?

Bu sektörde girdiğim ilk toplantıda tanıştığım kişiyle evlendim. Herkesin başına gelmeyeceğini düşünürsek ilginç olarak kabul edilebilir.
 
 
Başarılı ve genç bir iş adamı olarak sektörde eksik olduğunu düşündüğün neler var? Bu konuda neler yapılmalı?

Benim dahil olduğum günden bu yana sektörü doğru olarak değerlendirebileceğim bir ortam olmadı. Bu sebeple benim gördüğüm eksikler, son 4 senedeki kur artışları sebebiyle baş gösteren problemler olduğu için; sektörü iyi günlerinde görüp öyle artısını eksisini ya da düzeltilecek noktaları tespit etmek lazım.
 
 

Genç girişimcilere bir tavsiye versen bu ne olurdu?

Her “girişimciyim” diyenin tavsiyesini dinlememelerini tavsiye ederdim sanırım.=) Ben de henüz kendi yolunu yeni keşfetmiş genç bir girişimciyim. Ne mutlu bize ki gerek Türkiye’de gerek yurtdışında örnek alınacak çok değerli girişimciler ve iş adamları var. Ben o insanları okuyup, dinliyor; tavsiyeleriyle yolumu oluşturmaya çalışıyorum. Ali Koç’un “her şeyden önce iyi insan olmak” ilkesi, benim de iş hayatımdaki önceliğim oldu; özellikle karar verme aşamalarında.
 
İş dışında nelerle uğraşıyorsun?

Eşime zaman ayırıyorum. İkimiz de seyahat etmeyi, yeni yerler keşfetmeyi çok seviyoruz. Yeni restoranlar, şefler, tatlar keşfetmek ise en büyük heyecanımız.
 
Defalarca izleyeceğin bir film var mı?

12 Angry Men
 
Son olarak favori ülken desek?
Girişimlerimde ilham almak için İsveç. Keyif için ise İtalya. Hatta daha spesifik olayım; İtalya’nın Abruzzo bölgesi, o bölgedeki Alba Adriatica, Colonnella, San Benedetto del Tronto şehirleri.




HABERİ PAYLAŞ

 
 
 


ÇOK TIKLANANLAR