Hayat Kısa, Dolar Uçuyor…

Hayat Kısa, Dolar Uçuyor…
Yayın Tarihi: 25.05.2018 16:49:00
Türkiye olarak sürekli kandırılmanın ve yanlış anlaşılmanın kıyısında dolaştığımızdan, gölgemizden şüphe duyma noktasına geldik.

Herkes FETÖ ile bağlantılı olabilir, herkes Batı’nın maşası olabilir. Aslında her an her şey olabilir! Bu paranoya artık iliklerimize kadar işledi. Ama yaşamakta olduğumuz ekonomik kriz böyle bir şey değil. Çünkü rakamlar yalan söylemez.

Batı ile mücadele ettiğimiz alanlar var mı var. Suriye sınırında, Kuzey Irak'ta, terör konusunda, kültür endüstrisinde, siyasi platformlara zaman zaman yapılan müdahalelerde, AB’ye alınmama sürecinde, acımasızca yapılan medya manipülasyonunda, imajımızın zedelenmesinde… sayarak çoğaltabileceğimiz bir sürü unsur var. Bunları kabul edip, önlemler alarak hareket etmeliyiz. Bu doğru. Hem stratejik hem de tarihi yapımız özellikle ticaret yollarına hakim olmak isteyen ülkeler için bizi hedef haline getiriyor. Ekonomik anlamda zayıflarsak, eskiden olduğu gibi yapılacak ekonomik yardımlarla bizi kendi hegemonyaları altına almaları kolaylaşabilir bu da doğru. Ama şu an yaşadığımız krizi sadece bunlara bağlarsak o zaman en büyük yanlışı biz kendimize yapmış oluruz. Dönüp de eğer Dolar ve Euro’nun alıp başını gitmesine psikolojik dersek o zaman en büyük zararı kendimize veririz. Bu şekilde düşünenlere bulundukları yerde camları, kapıları açıp biraz oksijen almalarını, bir bardak da buzlu olmayan soğuk su içmelerini öneririm. Çünkü ekonomik krizin matematiği şu an benim cüzdanımda psikolojik değil kalıcı etkiler bırakıyor. Aynı zamanda kendimizi kadife perdeli yuvarlak bir masa etrafında Batı Medeniyetleri’nin her gün oturup “Acaba bugün Türkiye ile ilgili ne yapsak?” gibi bir düşüncede olmadığına ikna edersek belki gerçekten kendi psikolojimizi de düzeltip, içinde bulunduğumuz duruma gerçek çözümler arayabiliriz.

Neleri yapabiliriz?
  • Mesela yabancı sermayeye kendimizi ne kadar açtık ki, bu dalgalanmalar bizi bu kadar derinden etkiledi diye sormakla işe başlayabiliriz.
  • Bu kadar özelleştirme de iyi bir şey değilmiş, kendi ekonomimizi Sertap Erener’in de şarkısında dediği gibi elimizle ellere gönderdik, bunu nasıl düzelteceğiz buna çözüm arayabiliriz.
  • Üretmeyen ülke tükenir. Bunun için inşaat sektörü yerine bize fayda sağlayacak farklı alanlara daha fazla ağırlık verebiliriz.
  • Dolar ya da Euro çıkınca eski rakamına geri inmiyor, daha fazla çıkmaması için daha erken müdahalelerde bulunmak için neler yapılmalı bunları konuşabiliriz.
Neyi asla yapmamalıyız?
  • Ama asla Melih Gökçek gibi sosyal medya hesabımızdan Rusya ile bir karşılaştırma yapıp, insanların zekasını önemsemeyip, başkanlık seçimi öncesi Rusya’da Ruble Dolar karşısında yüzde 0.35 değer kaybetmişken, bunu yüzde 40 olarak yalan yanlış bilgi ile vermemeliyiz.
  • İktidara şirin gözükmek için hem iktidarı hem de kendimizi ekonomik krizi göz ardı eden, bir hayalperest, çıplak dolaşan ama farkında olmayan bir kral yerine koymamalıyız.
Çünkü inanın bu ülkede herkesin matematiği de psikolojisi de en az bu konuda ahkam kesenler kadar iyi. 
 

PAYLAŞ

 
 
 
 



YAZARIN SON YAZILARI


TÜM YAZARLAR



YAZARIN EN ÇOK OKUNAN YAZILARI